Düşük GWP’li Soğutucu Akışkanların Yükselişi
Özellikle son 10 yıl içersinde sera etkisi olarak adlandırılan çevresel risk diğer bir önemli konu başlığı olarak çıkmıştır karşımıza. Atmosferde artış gösteren CO2, metan ve nitrojen oksit muhteviyatlarının yol açtığı bu etki küresel ısınmayı arttırmakta, bu da ortam sıcaklıklarının artışına sebep olmaktadır. 1 kg gazın göreceli olarak 1 kg CO2 gazına oranla 100 yılda atmosferde yarattığı etkiye GWP denir. Bu yüzden C02’nin GWP değeri 1 olarak belirlenmiştir(GWP: küresel ısınma potansiyeli).
Doğal soğutucu akışkanlar ilk soğutma sistemlerinin temelini oluşturmuştur. Ancak teknoloji geliştikçe bunların yerini insan yapımı soğutucu akışkanlar almıştır. Bu sentetik soğutucu akışkanlar, farklı HVAC ve soğutma uygulamalarına uyacak ve yanıcılık, toksisite ve korozyon gibi sorunların üstesinden gelecek özelliklere sahip olacak şekilde tasarlanmıştır.
Sentetik soğutucu akışkanlar arasında Kloroflorokarbonlar (CFC’ler), Hidrokloroflorokarbonlar (HCFC’ler), Hidroflorokarbonlar (HFC’ler) ve Hidrofloroolefinler (HFO’lar) bulunmaktadır.Ancak, sentetik soğutucu akışkanların faydalarının bir bedeli olduğu keşfedildi. CFC’ler ve HCFC’ler yüksek Ozon Tüketme Potansiyeline (ODP) sahipti ve ozon tabakasına ciddi zarar veriyordu. Bunların yerini alan HFC’ler ise yüksek Küresel Isınma Potansiyeline (GWP) sahipti ve küresel ısınma ve iklim değişikliğine katkıda bulunuyordu.
Montreal Protokolü kapsamında, bir dizi ülke CFC’lerin, HCFC’lerin ve HFC’lerin aşamalı olarak kullanımdan kaldırılmasını kabul etmiştir. En güçlü olanın hayatta kalmasını sağlayan bir hareketle, doğal soğutucu akışkanlara geri dönüyoruz. Karbondioksit (CO2), Propan (C3H8), Amonyak (NH3) ve Salamura gibi doğal soğutucu akışkanlar ya hiç GWP ve ODP’ye sahip değildir ya da son derece düşüktür ve kanıtlanmış, geleceğe dönük, çevre dostu soğutucu akışkanlar için seçenekler sunar. Marketlerinizde kullandığınız dolaplarınızın seçimini yaparken bu yazımızı dikkate almanızı tavsiye ederiz.
Leave a comment